Tuna kıyısında bir gün...

 
Tuna kıyısında bir gün... Tuna kıyısında bir gün...

Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. . mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Büyük bir Yunan tapınağı. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. . 18. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Her şey tablo gibi. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. Ludwig’in kalıtı. Kendine vadiler açıyor. Çevresine hiç uymayan bir yapı. . Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Biraz ileride büyükçe bir alan. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. Yamaçlarda üzüm bağları. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Orada bir heykel. Tepede bir tapınak. ",. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Heybetli ve gururlu duruyor. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Sağ, sol eski yapı. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Regensburg’da. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Hepsi de küçük ve sevimli. Sislerin ardında güneş. Sislerin ardından güneş çıkıyor. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. . Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü.

Tuna kıyısında bir gün...

Hepsi de küçük ve sevimli. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Tepede bir tapınak. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Büyük bir Yunan tapınağı. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. . Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. Regensburg’da. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Orada bir heykel. 18. . Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Sislerin ardında güneş. Ludwig’in kalıtı. . Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. Heybetli ve gururlu duruyor. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. Biraz ileride büyükçe bir alan. . Yamaçlarda üzüm bağları. ",. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Sağ, sol eski yapı. Her şey tablo gibi. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Kendine vadiler açıyor. Sislerin ardından güneş çıkıyor. Çevresine hiç uymayan bir yapı.